Güzel kız
10 yıl falan önce çok sevdiğim eski evime taşınan, çat kapı göt kadar boyumla kapısına gidip “Burası bizim evimizdi. Hoşgeldin.” diyip ilk misafiri olduğum eski öğretmen yan komşum taşındı bugün. O fotoğraftaki terlikler, ayağıma üç numara küçük geliyor şimdi. O evin üstüne iki ev değiştirdik.
Küçükken düşüp dizlerimi yardığım kapının önünde şimdi dudağımda ruj ve elimde sigarayla gidiyorum, ha tabi bir de sigara. Yazmayı öğrendiğimden beri evin her yerine yapıştırdığım uyarılar çöpe atılalı yıllar oldu.
Mesela babamı sevmiyorum uzun bir süredir. Yukarıdaki çocuk çok severdi, bilmiyordu çünkü.
Yukarıdaki çocuk yine salaktı, iki tane “manita”sı vardı. Zaman geçti, o çocuk büyüdü. Manitasının sakalları çıktı, geçmişe bakıp güldüler sonra o salak çocuklara. Her şey değişti, değişiyor, değişecek.
Otobüste yer verdiğim teyze olacağım bir gün de. Torunlarıma taktik vermeye çalışacağım, hiçbir işe yaramayacak beş yüz yıl öncesinin taktikleri, ama ne bileyim; öpecekler falan belki.
Hayat uzun. Zaman hızlı. Çok. Ve çok.
Babasını çok sevdiğini söyleyen her insan aslında biraz yalan söyler.
Merhaba, ben o sakalları çıkan çocuğum ve kafam çok karışık. Mahvoldum ben. Bittim. Ailemi ağlattım, sevgilimi kandırdım ve canımdan çok sevdiğim yakın arkadaşımı kaybettim. Ayağının yarısı kadar terlikle gezen küçük kızı çok seneler önce zaten üzmüştüm. O yetmedi dudaklarında ruj olan başka kızlarıda üzdüm. Sigara içmiyordu hepsi ama başladı birisi benle tanıştıktan sonra. İsyan ettim, ağladım, sigara içtim, sigaradan nefret ettim. Ayıkken hep sarhoş olmayı, Sarhoşken de ayılmayı bekledim.
Merhaba ben o sakalları çıkan çocuğum artık ne seni ne de kendimi sevmiyorum.
10 yıl falan önce çok sevdiğim eski evime taşınan, çat kapı göt kadar boyumla kapısına gidip “Burası bizim evimizdi. Hoşgeldin.” diyip ilk misafiri olduğum eski öğretmen yan komşum taşındı bugün. O fotoğraftaki terlikler, ayağıma üç numara küçük geliyor şimdi. O evin üstüne iki ev değiştirdik.
Küçükken düşüp dizlerimi yardığım kapının önünde şimdi dudağımda ruj ve elimde sigarayla gidiyorum, ha tabi bir de sigara. Yazmayı öğrendiğimden beri evin her yerine yapıştırdığım uyarılar çöpe atılalı yıllar oldu.
Mesela babamı sevmiyorum uzun bir süredir. Yukarıdaki çocuk çok severdi, bilmiyordu çünkü.
Yukarıdaki çocuk yine salaktı, iki tane “manita”sı vardı. Zaman geçti, o çocuk büyüdü. Manitasının sakalları çıktı, geçmişe bakıp güldüler sonra o salak çocuklara. Her şey değişti, değişiyor, değişecek.
Otobüste yer verdiğim teyze olacağım bir gün de. Torunlarıma taktik vermeye çalışacağım, hiçbir işe yaramayacak beş yüz yıl öncesinin taktikleri, ama ne bileyim; öpecekler falan belki.
Hayat uzun. Zaman hızlı. Çok. Ve çok.
—
Çirkin erkek Babasını çok sevdiğini söyleyen her insan aslında biraz yalan söyler.
Merhaba, ben o sakalları çıkan çocuğum ve kafam çok karışık. Mahvoldum ben. Bittim. Ailemi ağlattım, sevgilimi kandırdım ve canımdan çok sevdiğim yakın arkadaşımı kaybettim. Ayağının yarısı kadar terlikle gezen küçük kızı çok seneler önce zaten üzmüştüm. O yetmedi dudaklarında ruj olan başka kızlarıda üzdüm. Sigara içmiyordu hepsi ama başladı birisi benle tanıştıktan sonra. İsyan ettim, ağladım, sigara içtim, sigaradan nefret ettim. Ayıkken hep sarhoş olmayı, Sarhoşken de ayılmayı bekledim.
Merhaba ben o sakalları çıkan çocuğum artık ne seni ne de kendimi sevmiyorum.
Yorumlar