Ana içeriğe atla

Ergen tavsiye

yarın gidin ve kendinize güzel bi kitap alın
yada siktir edin şimdi kitabı, güzel bi albüm daha iyi gelecektir şu ruh halinize


lakin..


vazgeçtim, albümde almayın. 
grooveshark’ta playlist falan yapmak en iyisi
ama bu sabah kesinlikle erken kalkmayın
bugün sizin gününüz, en az 11, bilemedin 12’e kadar uyuyun
kalkınca demli bir çayın koyun ve kahvaltı hazırlayın
yumurtalı sucuk değil sucuklu yumurta yapın
ardından sadece kendiniz oturun masaya

uzun süredir aramadığınız arkadaşınızı aray…


neyse siktir edin şimdi arkadaşı
eski sevgilinizi arayın kahvaltıdan sonra,
havadan sudan konuşun
ama sakın sen gittikten sonra çok kötü oldum, seni özledim gibi sözler sakın söylemeyin
telefonu kapatınca kızın yeni sevgilisinin yedi
ceddine sövebilirsiniz
sonra gazete falan okumayın bugün
şu an bi magazin programına ihtiyacınız var
hemen televizyonu açın
bugün ülke meseleleri ile hiç ilgilenmeyin
facebook’u unuttuk minakoim
saat zaten şu an iki, beşe kadar başında durabilirsiniz
ohhhhh..
bugün mastürbasyon konusunda kendinizi kasmanıza gerek yok
ama ”tam 90 imbat fm”i hiç dinlemeyin (zira onu hiç dinlemeyin)
akşama doğru kordona gidin
güneşin batmasını falan siktir edin
gazi kadınlar sokağında elinize bi bira alın ve insanlara bakarak yudumlayın
hava kararmaya yakın hiltona doğru yürüyün
yolda en ucuz kumpiri satan kumpirciye oturun
içine sadece rus salatası ve ton balığı koydurun
ve patatesin kabuğunu görene kadar yiyin.
sonra kalkın ve yürüyün.
yürürken düşünün artık
ben niye varım deyin!
kendinize gelin amına koimm
yarrak gibi yaşadınız koca bi günü.

bitti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sessiz hikaye

Çıplak ayakları ile yürürken toprağın 5 karış altında keyiflenmiycek misin oğlum? Geniş bahçeeye açılan kapının önündeki sofada sabaha karşı uyandığımda çıplak bedenimin ateş gibi yandığını hissediyordum lakin üzerimde ne bir giyecek elbise ne de örtünebileceğim örtü vardı. Gece tüm ağırlığıyla üzerimdeydi ve beni hala bu düşünce sıcak tutuyordu. Ve sen dün gece yanımda başladığın ve sabaha karşı bitirdiğin hikayeni sırtımdan omuzlarıma doğru yazıp bitirmiştin bile. — Siz kızlar bazen öylesine yaptığımız şeylere dahi doğa üstü anlamlar yüklüyorsunuz. Ama bu biz erkeklerin fecii hoşuna gidiyor.

Rüya'da aşka susamak nedir?

Dünya biz varız diye dönüyo olmasın sakın? "Bir gün bir rüya gördüm . İçinde güzel bi kız vardı. Onun gibi bi kız. Rüyaa gibi." dedim. "Yüzümü gülümsettiğin her anın ardından bu rüyadan uyanmamayı diliycem" dedi tam gözlerimin içine bakarak. Sonra "Yüzünü gülümsetmek tek isteğim olsun isterim belki. Belki sende istersin. Kimbilir belki de dünya biz gülümseyelim diye vardır en başından beri. Ve yine kimbilir dünya şimdiye dek bile bile uzak tutmuştur seni benden. "Herşeyde var bi hayır" demişti kapitalist kahin . Doğruydu belki de..

Portakal

Heyecanını hala ilk günkü gibi hatırladığım ilk kısa filmim. Ve en sevdiğim... Yollar aynı adımlar aynı ama hırpaşlanmış benliklerimiz. Sen ve ben farklıyız artık. Ne kaldı ki geriye, merakım boş umutlar çerçevesinde ruhlarımızın ve bedenlerimizin doygunluğunda bu süreçte bitmiyor mu ilişkimiz yavaş yavaş? Fazla konuşamadık o gün telefonda. Sadece "Nerdesin?" diye sorabildim. "Kütüphanedeyim" dedi ve sustu. "İnsanların içinde rahat olamam biliyorsun. İstemiyorum gelmiycem kütüphaneye dışarıda bekliyorum seni" dedim ve kapattım telefonu. Portakal diyordu ya yazar. Ayrıldığımızda bizde işte o portakal gibi olacağız ikiye bölünmüş, akan suyu gözyaşımız olacak yanaklarımızı yakacak,